Yüksel IŞIK
Rüşvet yok mu yani?
21.01.2015 06:19:10
A+ A–
Muhtemelen rutin işleyişe dikkat çekmek için “Bir maslahat görülmez idi rüşvet olmasa” dizesini yazan Urfalı Nabi şimdi yaşasaydı ne derdi acaba?
Peki ya “selam verdim, rüşvet değil deyu almadılar” dizesini ezbere bildiğimiz Fuzuli?
Hani ünlü “şikayetname”sinde “Dedim: Vakıf malın dilediği gibi kullanmak vebaldir./ Dediler: ? Akçamız ile satın almışız, bize helaldir” dizelerini de bildiğimiz Fuzuli.
Tevfik Fikret’in “Han-ı Yağma”sına hiç girmeyelim.
Bir memlekette yolsuzluk ve rüşvet varsa elbette edebiyatına, şiirine, öyküsüne, romanına girecek.
Dün Meclis’te dört eski bakanın Yüce Divana gönderilmesine yönelik görüşmeleri izlerken aklıma geldi.
Tevfik Fikret’i bir yana bırakırsak ne kadar da naiflermiş tarihe not düşen şairlerimiz.
Halk ozanlarımızdan Ruhsati ise şöyle dizeleştirmiş, rüşvet ve yolsuzluğu:
“Herkes endamına verir ziyneti/ Baştan çıkardılar bütün milleti”.
AKP‘NİN FİRESİ!
“Baştan çıkılmış” ya bir kere; tahmin edildiği üzere Meclisten Yüce Divana sevk talebine red kararı çıktı.
Bir gün önce Bakanlar Kurulunu Sarayda toplayan Cumhurbaşkanının dört eski bakanın Yüce Divana gitmesi gerektiğini düşünen AKP içindeki önemli bir kesime yönelik telkinlerini yinelediği biliniyor.
Toplantının 8.5 saat sürmesi de bunu gösteriyor.
Telkinlere rağmen AKP fire verdi.
Fire, Çağlayan‘ın Yüce Divan’a sevkinde 26, Güler’inkinde 25 olarak tahmin edilirken, Bağış’ın oylamasında 48’e çıktı.
Tavrını Saraydan yana alan Havuz Medyası firenin nedenini üç dönem kuralına bağlamaya çalışıyor. Güya yeniden aday gösterilmeyecek olan vekiller, böylece intikam alıyorlarmış.
Bu iddiaya ancak gülünebilir ve eğer bu iddia geçerli kabul edilecekse yeniden aday olma ihtimali olan milletvekillerinin baskı altında oy verdikleri ihtimali daha da güçlenecektir.
Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonunda adı geçen dört eski bakanın Yüce Divana sevk edilmemesi doğrultusunda oy kullanan vekillerin bir kısmı yeniden aday gösterilebilmek için vicdanlarıyla mantıkları arasında gidip geldikleri ve nihayetinde “mantıklı” karar verdikleri tahmin edilmektedir.
SARI ÖKÜZ MESELESİ!
Daha önce de yazmıştım; http://blog.radikal.com.tr/turkiye-gundemi/akp-sari-okuzu-verecek-mi-84916 AKP, adları rüşvet ve yolsuzluğa bulaşan dört eski bakanın Yüce Divana gönderilmesinin “Sarı Öküzün Aslanlara yem olarak verilmesi” meseliyle özdeşleştirmiştir.
Teşbihte hata olmaz; “sarı öküz“ler Yüce Divana giderse her şeyin çorap söküğü gibi ardı ardına geleceğini bilen “tecrübeli” isimlerin yürüttüğü engelleme operasyonu sonuç vermiştir. Dolayısıyla üç dönem kuralı, esas olarak, Yüce Divana gitmeleri gereken isimlerin gitmemesi için oy kullanmaya dönüşmüştür. Yeniden vekil olma isteği, bir kişinin dudağı arasına sıkıştırılmamış olsa idi, sonuçların daha farklı olacağını söylemek müneccimlik sayılmaz.
Sonuçta Meclis iradesi, dört eski bakanın Yüce Divana sevk edilmesine gerek görmedi.
TOPLUM RÜŞVET VE YOLSUZLUĞUN VARLIĞINA İNANIYOR!
Meclisin iradesi böyle tecelli etti ama bu sonuç topluma hakim olan rüşvet ve yolsuzluk yapıldığına ilişkin kanaati ortadan kaldırır mı?
Kaldırmaz!
Bu kanaat, Başbakan Davutoğlu’nun dört eski bakanla görüşüp Yüce Divana gitmelerinin kendileri açısından iyi olacağını söylemesiyle netlik kazanmıştı.
Davutoğlu, kamuda şeffaflık için gerekli adımların yasal hale getirileceğini söyleyerek bu kanaati daha da güçlendirmişti.
Yeniden milletvekili listelerine girmek isteyen isimlerin oylarıyla adları rüşvet ve yolsuzluğa bulaşan dört eski bakana giydirilen zırh, insanlık var oldukça hatırlanacak nitelikte bir zırhtır.
Meclis gerek görmedi diye biz rüşvet alınmadığına, yolsuzluk yapılmadığına ve hatta otel lobisinden alınmış bir kağıdın üzerine çiziktirilen uyduruk belgelere mi inananacağız?
Rüşvet, yolsuzluk, kayırma olunca bizim aklımıza Urfalı Nabi’nin, Fuzuli’nin, Tevfik Fikret’in gelmesi normal ama bu şairlerin AKP’liler nezdinde bir hükmü olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle kapatırken AKP’lilerin görünüşte çok beğendiklerini sıklıkla ifade ettikleri Abdurrahim Karakoç’a başvuralım.
“Bu kirli düzenin düzenbazları Azrail’e rüşvet vermeyi dener; Ölünce dünyanın en kurnazları Torpille cennete girmeyi dener.”