Anne Cömert: Ne yaptı da onu öldürdünüz..
Abdullah Cömert’in ölümüyle ilgili davada olay anı görüntüleri izlenirken, anne Hatice Cömert ve baba Edip Cömert ağlamaya başladı. Silah sesleri, vurulma anı ve ‘Abdullah’ın haykırışları anında anne Hatice Cömert fenalaştı…
01 Nisan 2015 Çarşamba
Hatay’da Gezi Parkı protestoları sırasında başına isabet eden biber gazı kapsülüyle yaşamını yitirenAbdullah Cömert’in ölümüyle ilgili güvenlik gerekçesiyle Balıkesir’e alınan davaya dün 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.
Anne Hatice Cömert fenalık geçirdi
Davanın 3. duruşması nedeniyle sabah saatlerinde çok sayıda polis, adliye çevresinde güvenlik önlemi aldı. Dava öncesinde Abdullah Cömert’in kardeşleri Adnan ve Zafer’le, baba Edip ve anne Hatice Cömert, Abdullah Cömert’in fotoğrafını taşıdı. Geçen iki duruşmanın aksine Cömert ailesine destek için adliyeye gelenlerin sayısındaki düşüş dikkati çekti. Duruşmayı izleyenler arasında, Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz da yer aldı . Basın mensupları davanın görüleceği salona önce alınmak istenmedi. Tepkiler üzerine duruşmanın başlamasına yakın saatlerde mahkeme başkanının izniyle içeri girebildiler.
Aile dahil içeriye girenler kimlik kontrolünden geçirildi. Duruşma salonuna girenler sivil polislerce kameraya kaydına alınırken fotoğrafları çekildi. Mahkeme başkanı, salonda cep telefonu ve bilgisiyar kullanımın yasak olduğunu açıkladı. Salonda bulunan sivil polislerden salonda telefonu kullanan olup olmadığını kontrol etmesini istedi. Avukatların sorgulama için notlarının yazılı olduğu dizüstü bilgisayarlarının da kapatılmasını isteyen mahkeme başkanına avukatlar tepki gösterdi.
BİLGİSAYAR DİRENİŞİ
Avukat Can Atalay, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini gerekçe göstererek mahkeme salonunu terk etti. Diğer mağdur avukatları da bilgisayar yasağı nedeniyle duruşmaya 5 dakika ara verilmesini istedi. 5 dakika aranın ardından Avukat Hatice Can, bilgisayar üzerinden sanık Ahmet Kuş’u sorgulamayı sürdürdü. Hakimin bilgisayar kullanımının yasak olduğunu vurgulamasına karşın bu durumun “silahların eşitliği ilkesine” aykırı olduğunu belirten Can, çapraz sorgulamaya başladı. Avukatlar ayrıca salonda bulunan silahlı kişilerin dışarıya çıkarılmasını istedi. Mahkeme heyeti bu isteği de kabul etmedi.
Davada, olası kastla öldürme suçundan 25 yıla kadar hapis istemiyle tutuksuz yargılanan polis memuru 30 yaşındaki Kuş, yine savunmasını Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla Mersin’den yaptı.
Avukatlar 3 Haziran 2013’te Abdullah Cömert’in Hatay’da yaşamını yitirdiği Gündüz Caddesi’ndeki görüntüleri izletti. Görüntülerde yer alan 3 Akrep’ten beyaz olanda olduğunu kabul eden sanık polis Kuş, hedef gözeterek atış yapmadığını savundu. Beyaz Akrep’in kamerasının görüntüsünün atış yapılırken başka tarafa bakmasını eleştiren avukatlar bu görüntülerin sesli izlenmesini talep etti.
Görüntülerde beyaz Akrep’ten yapılan ikinci atışın ardından çevreden gelen “Abdocan Abdocann, ambulans” sesleri dikkat çekti. Bu bağırışların ardından Abdullah Cömert’in ailesi, “Atışın hangi akrepten yapıldığı belli değil”diyen sanık avukatı İbrahim Uzun’a tepki göstererek, “Duydunuz mu, neyi ispat edeceğiz daha” diye çıkıştı.
Oğlunun vurulma anında çevredeki insanların tepkilerinin sesini duyan anne Hatice Cömert ise fenalık geçirdi. Salon dışında tedavi edilen Cömert, “Benim oğlum ne yaptı” diyerek göz yaşı döktü.
Cömert ailesinin avukatlarından Berk Erhan Güler, “Akrep nereye ateş ederse kamera aksi yönü gösteriyor. Sanki talimatla yapılmış gibi. Abdullah Cömert görüntülerde de anlaşıldığı üzere sanık Ahmet Kuş’un gaz fişeğinden çıkan kapsülle ölmüştür” dedi.
Avukat Hatice Can da, sanığın hedef göstererek atış yaptığını bunun kasten adam öldürme suçuna girdiğini söyleyerek, “Akper’deki kamera görüntüsüne göre ikinci atıştan sonra ambulans ve Abdocan diye bağırışlar duyuluyor” dedi.
Ahmet Kuş da beyaz Akrep’in içindekinin kendisi olduğunu doğruladı ancak hedef alarak atış yapmadığını öne sürdü.
1 NİSAN ŞAKASI GİBİ
Adliye koridorunda konuşan anne Hatice Cömert, “Balıkesir’e 15 saatlik yoldan geldik. Yorgunuz. Hatay’da, Antakya’da mahkeme yok mu? Var. Ama bizi Balıkesir’e kadar sürüklediler. Bugün üçüncü duruşma yapılıyor. Bu mahkeme adaletsiz. Adalet olsaydı bu mahkeme Hatay’da olurdu. Ben yaşlı başlı insanım. Daha önce Antakya’da mahkeme oldu, dosya kaçırdılar. Bugün 1 Nisan. Bu hakim, bu hükümet 1 Nisan şakası yapıyor” dedi.
Kardeş Zafer Cömert de bu duruşmada da karar çıkmayacağını belirterek şunları söyledi:
“Bugün sorgu süreci başlayacak. Sorgu sürecini tamamlamaya çalışacaklar. Bugün bitmezse yarına sarkacak. Amaçları mahkemeyi kısa sürede bitirerek 3- 5 sene ceza verip ‘evlerinize dağılın’ diyecekler. Ali İsmail Korkmaz’daki gibi, Ethem Sarısülük’teki gibi bir karar almaya çalışıyorlar. Biz de bunu engellemeye çalışacağız. Deliller sağlam, olaylar belli, müebbetle yargılanması için elimizden geleni yapacağız. Gaz kapsülü ölümcül amaçla kullanıldı, polis cinayeti kasten işledi. Dönemin Hatay Valisinden, İçişleri Bakanından,Başbakanından şikayetçiyim.”
OLAYIN GEÇMİŞİ
Hatay’da 2013 yılının 2 Haziran gecesi Gezi Parkı protestoları sırasında polis panzerinden atılan biber gazı kapsülü başına isabet eden Abdullah Cömert yaşamını yitirdi. Adli tıp raporunda da Cömert’’n, başına gaz fişeğinin isabet etmesiyle öldüğü belirtildi. Bunun üzerine savcılığın başlattığı soruşturma 14 Nisan 2014’te tamamlandı.
Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianameyle, sanık polis memuru Ahmet Kuş hakkında “olası kastla insan öldürmek” suçundan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Ancak ilk duruşma günü olan 4 Temmuz 2014 tarihinden önce sanık polis memurunun avukatı, güvenlik gerekçesiyle davanın başka bir kente nakli için savcılığa başvurdu. Hatay Valiliği ile İl Emniyet Müdürlüğü’nün de aynı yönde görüş bildirmesi üzerine savcılık, geçen 27 Mayıs’ta 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak dosyayı istedi. Dosya, nakil için karar verilmek üzere Adalet Bakanlığı’na gönderildi. Bakanlık da dosyayı Yargıtay’a gönderdi. Yargıtay 5. Ceza Dairesi davayı, Balıkesir’e nakletti.
Kaynak :Cumhuriyet gazetesi