Çağlayan’dan AKP değirmenine su taşımak!
Önceki gün 31 Mart’tı!
31 Mart, Türkiye için kara ve karanlık bir gün olarak tarihe geçti.
Saat 10.30 gibi 61 ilde elektrik kesilmişti.
Benim yaşadığım semte elektriğin yeniden verilmesi ancak sekiz saat sonra gerçekleşebilmişti.
Yalnızca bir semtte ve yalnızca bir saat süren kesintilerin bile gündelik hayatı çökerttiği bir çağda, 61 ilde ve sekiz saat süren kesinti üzerine çok şey söylenebilirdi ama sekiz saatlik elektrik kesintisinden daha vahim ve geri dönüşü olmayan bir başka olaydı, dünü kara ve karanlık yapan.
REHİNE EYLEMİ!
Elektrik kesintisinin yapıldığı anlarda Çağlayan Adliyesi’ne gelen iki eylemci, Berkin Elvan soruşturmasını yürüten Savcıyı rehin almışlardı.
Elektrik kesintisinin başlamasıyla Çağlayan Adliyesi’ndeki savcı rehinesi arasında başka bir bağlantı var mı, an itibariyle bilinmez ama eylemcilerin Berkin Elvan’ı öldüren polislerin canlı yayında itirafta bulunmasını istedikleri için eyleme kalkıştıkları duyuruldu.
Sonuçta her iki eylemci de, rehin aldıkları savcı da öldürüldü. Üstelik o savcı, Berkin’in öldürüldüğü an orada görevli bütün polislerin kimliklerini toplattığı; görüntüleri de Jandarma Kriminal’e gönderdiği bilgilerine ulaşıldı.
KIZILDERE İLE BİR BENZERLİK VAR MI?
Önceki gün, yani 31 Mart tarihi, 30 Mart’ın yani Mahirlerin benzer bir eylem sonrası katledildikleri tarihin de 43. Yıldönümüydü.
Mahirler, Kızıldere’de katledildiklerinde, tarihler 30 Mart 1972’yi gösteriyordu.
Denizlerin idamını durdurmak için kaçırdıkları İngiliz teknisyenlerle birlikte köyün muhtarının evine konuşlanmışlardı.
Samanlığa saklanarak kurtulmayı başaran Ertuğrul Kürkçü dışındaki on THKP-C’li “ölü ele geçirilmiş”, üç İngiliz teknisyen ise öldürülmüşlerdi.
Dünkü eylemi yapanlar, THKP-C’nin devamcısı olduğunu iddia eden bir örgüte mensuplar. Dünkü eylemden sonra yapılan açıklamanın 43 yıl önce gerçekleştirilen Kızıldere Katliamı ile tek benzer tarafı, sonrasında yapılan açıklama oldu. “Savcı aldığı kurşun yaralarıyla öldürülmüş; eylemciler ölü ele geçirilmişlerdir.”
Eylemler arasında kurmaya çalıştıkları benzerlik, hedefler arasındaki uçurumu gizlemeye yetmediği gibi “canlı yayında itiraf” gibi bir taleple komediye dönüştürülmüş.
Lafı dolandırmadan söylemekte yarar var.
Marx, Hegel’in, “Bütün tarihsel olaylar iki kez tekrar eder” sözüne atfen şöyle der:
“Hegel eklemeyi unutmuş; ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak…”
EYLEM, İÇ GÜVENLİK YASASINA MEŞRULUK KAZANDIRDI!
Kızıldere eyleminin amacı Denizlerin idamını engellemekti; dünkü eylem ise Berkin Elvan soruşturmasındaki gerçeklerin halka açıklanması amacıyla yapıldığı açıklanmıştı.
Hedefine ulaştı mı?
Nereden baktığınıza bağlı!
Benim baktığım noktayı, Avukat Meral Tanyeri Özalp özetlemiş:
“Katili tespit eden savcı ortadan kaldırıldı, avukatlar terörist ilan edildi, İç Güvenlik Yasası meşrulaştı.”
AKP’NİN DEĞİRMENİ
Üstelik bütün resmi manüplasyonlara rağmen Berkin Elvan’ın hedef alınarak öldürüldüğü şeklinde oluşan halkın genel kanaati de yara aldı.
İç Güvenlik Yasası ile ilgili yürütülen muhalefet ve muhalefetin meşru eylemleri, böylece terörize edilmiş oldu.
Bu olay, İç Güvenlik Yasasını Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğini açıklayan CHP’ye yönelik “Ey CaHaPe”; konuyu görüşmeye alacak olanlara yönelik de, “Eyy Anayasa Mahkemesi” söylemlerini daha da artıracaktır.
AKP’deki çatlağın bu kadar bariz hale geldiği; yönetme becerilerini yitirdiklerinin bu kadar açığa çıktığı bir ortamda yapılan eylem, söylemek zorundayım ki AKP’nin değirmenine su taşımaktan ve üç cana
Kaynak: Yüksel IŞIK